Bağdat Caddesi'nde bir mekanda, cok sevdiğimiz bir arkadaşımızın vedası için bir öğlen yemeği yedik bu hafta: Bistro 33'te. (Zincirliköşk Sok No.10). Hava öyle soğuk ve yağmurluydu ki mekanın kapısında bizi karşılayan vale arkadaşlar için hiç bu kadar sevindiğimi hatırlamıyorum. Yoksa sokağın birine parketmek te mümkün olurdu sanırım.
Bistro 33'te daha önce de pazar brunchına gelmiştim. Burası sabah on gibi açılıp gece onikiye kadar servise devam eden hem kafe, hem bar, hem restaurant hem arkadaslarınızla oturup sohbet edebileceğiniz bir cadde klasiği. Hepimizin adını iyi bildiği Midpoint ya da Kitchenette benzeri böyle amerikan tarzını yansıtan mekanlar çoğalıyor gitgide. İlginçtir ki hepsi de populer. Sanırım mekanın tarzı veya mesajından öte insanlar piyasa anlamında geliyorlar böyle mekanlara.
Bistro 33'te servis zeytin ezmesi ve zeytinyağı eşliğinde lezzetli ekmekçiklerle başlıyor. Soğuk bir kış gününde şömineye yakın bir masa kapabilirseniz içiniz ısınır, yoksa koca mekanda özel bir masa yerleşimi, dekoru gözüme çarpmadı. Hoş dekore edilmiş, modern bir dizayn ama ruhu pek yok sanırım. Amerikan tarzı dediğim mekanların tipik bir özelliği aslında bu, hoş bir mekan ama kendinizi oraya ait hissetmiyorsunuz. Servis oldukça hızlıydı, kalabalık bir grup olmamıza rağmen hem oldukça hızlı hem de hiçbir karışıklık olmadan servis ettiler tüm yemeklerimizi. Porsiyonlar da tam amerikan tarzı. Kocaman kocaman tabaklar gözünüzü doyuruyor mideden önce.
Menü ilk bakışta bir italyanı andırıyor. Pizza, makarna çeşitleri kayda değer. Masamızda makarna yiyen tüm arkadaşlarım memnun kaldılar lezzetten. Ben baharatlı bir dana bonfile ısmarladım. Bonfilenin yumuşaklığı, baharatların ete işlemişliği bir harikaydı. Ağızda dağılan bir bonfileydi lafın anlamıyla. Garnitür kısmı zayıftı bir hayli. Sadece bir miktar lezzetsiz patatesle servis edilmişti etim. Bunu göz ardı etmeleri şaşırtıcı aslında, özellikle etin başarısını görünce..
Son olarak fiyatlara gelelim.. Ana yemekler 30 TL civarında ve oldukça doyurucu. İçeceğinizle birlikte 40-45 arası çıkabileceğiniz bir mekan.
Şimdi düşündüm de, sevdim mi ben bu mekanı? Aslında hayır. Lezzetli miydi evet, servis hızlı mıydı evet, hesaplar uygun muydu evet.. Sevmiş olmam, tavsiye etmem gerekirdi sanırım Bistro 33'ü ama o ruhu bulamıyorsunuz burada. Hem kahvaltı, hem öğlen yemeği, hem akşam yemeği, hem bar, hem kafe, hem et yemekleri, hem pizza, hem makarna, hem balık derken çizgisini kaybetmiş bir yer burası. Yani insan buraya neden gelir? Bence kalabalık bir grupta herkesin sevdiği birşeyler olsun, mekan da büyük olduğu için muhabbet edilebilsin diye düşündüğünüzde gidebileceğiniz bir mekan burası. Bir de piyasası vardır herhalde. Onun için uygun bir saatte orada değildim ben. Bu konudaki yorumları size bırakıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder