29 Eylül 2010 Çarşamba

Baharat Adası Zanzibar...

Uzunca zamandır yazamadım, sebebi malum tatil mevsimi. Bana biraz geç geldi tatil mevsimi bu yıl ama güzel geldi. Ağustos sonunda 10 günlüğüne Tanzanya'ya kaçtık tatile. Öyle güzel bir tatildi ki ben bir girdim mi anlatmaya, susmak bilmiyorum. O yuzden burada hiç başlamayacağım detaylara ama ola ki içinizde Tanzanya'ya gitme planları ya da konu hakkında detaylı merakları olan varsa bana bir mail atsın, zevkle anlatırım.

Gezi boyunca bloğumda ne yazacağımı düşündüm durdum. Tanzanya'da anlatacak birçok şey var ama mutfağa gelince durum biraz farklı. Özellikle mutfak kültürü çok zengin olan İtalya, Fransa ya da asya ülkeleri yanında Tanzanya'nın yemeklerinden bahsetmek biraz haksızlık olur diye düşünüyorum. Tabi böyle dedim diye anlatılacak hiçbirşey yok demek te istemiyorum. Adamların güzel yemekleri var, hatta beni şaşırtacak kadar türk yemeklerine benzeyen lezzetler yakaladık orada. Mesela mercimek çorbasını bizim gibi yapan bir ülke burası:) tuhaf geldi bize. Gel gelelim Afrika yiyeceğin çok bol olmamasından mıdır, insanların fakir olmasından mıdır bilmem, 'yemek yeme' eyleminin zevkten öte ihtiyaçtan olduğu bir yer gibi geldi bize. İnsanların oturup keyiflendiği ne güzel bir restoran gördük ne de kaldığımız otellerde kayda değer unutulmayacak bir lezzet. Tropik meyvalara değinmeden geçmek haksızlık olur ama her durumda Tanzanya mutfağının bizi çok etkilediğini söylemek pek dürüst olmaz.

Her ne kadar yapılan yemeklerden çok etkilenmemiş olsak ta sizlerle paylaşmak istediğim etkileyici bir konu bulduk oralarda: Zanzibar'ın baharat bahçeleri... Gezimizin ikinci yarısını geçirdiğimiz Zanzibar'ın dünya baharat pazarının en önemli oyuncularından biri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tarihte bu ada baharat ve köle pazarlarının en yoğun olduğu yermiş ve bugüne kadar da bu baharat bahçeleri konumunu korumuş. Özellikle karanfil üretiminin çok yoğun olduğu Zanzibar'da turistlere baharat bahçelerini gezdirmek te bir aktivite haline gelmiş. Özellikle turistlerin gezip te her türlü egzotik bitkiyi ve baharatı görebilmeleri için bahçeler oluşturmuşlar. Buralara her otel, her turizm acentası veya yoldaki tüm Zanzibarlı yerliler tur düzenliyor. Öyle ki Zanzibar'a indiğiniz andan itibaren sayısız kişi yanınıza gelip 'spice tour' teklifi yapıyor. Otel resepsiyonu dahil bu işgüzarlığa.. Biz aslına biraz irite olduk böylesi ayağa düşmüş bir turistik aktiviteden ve önce yapmayalım biz bu spice touru diye karar aldık. Adayı gezmek için Ismail isminde bir hintliden bir cip kiralamıştık ki bize arabayı kiralayan adamla laflarken konu oldu tekrar, adam bize hiçbir tura ihtiyaç duymadan baharat turu yapmanın yöntemini söyleyince koyulduk yola.


Zanzibar'ın merkezi olan Stonetown'un yaklasık 5-6 km dışında bir baharat bahçesine daldık. Önden biraz pazarlık etmek gerekiyor çünkü afrikalılar beyaz adam gördüklerinde hemen akıllarına gelen fiyatı söyleyip sizi soymaya kalkışıyorlar. Bizi buraya gönderen Ismail ne ödememiz gerektiğini de söylemişti allahtan :) Girdiğimiz baharat bahçesinin ne kadar büyük ve çeşitli bitkiye ev sahipliği yaptığını girerken anlayamamıştık. Her ne kadar pazarlık ettiysek te bizi gezdiren çocuklar da hakkını verdiler. Hatta sonuçta biz onlara pazarlığımızın üstünde para ödedik üstün hizmetleri karşılığı.. Keyifli bir bir iki saat geçirdik orada. Neler gördük neler..

Burada her baharatı birer birer anlatıp sizi sıkmak degil amacım ama bizim her daim kullanmadığımız birkaç çeşit var ki onlara değinmeden geçmeyecegim. Bir de tüm gördüğümüz baharatların resimlerini ekliyorum buraya.. Benim gibi, birçoğunuzun bu bitkilerin taze halini görmediğinizi düşünüyorum

Kara ve beyaz biber.. Sağımızda (bize gore sol) gördüğünüz agaçtan toplanan biberler gördükleri işleme göre beyaz ya da karabiber olarak satılıyor.


Jackfruit.. Cok tuhaf bulduğum bir tropik meyvedir. Adeta bizim karpuz kavun büyüklüğünde bir meyvenin ağaçta yetişmesi gibidir bu meyve. Türkiyede çok sık bulunmasa da dünyanın birçok yerinde gerek büyük, dikenli meyveler olarak gerekse konservede satılır ve sevilir. Tadı ananası andırsa da o kadar güzel olduğunu düşünmüyorum ben. En büyük merakım nasıl olup ta bu meyvenin insanların kafasına düşüp kaza çıkarmadığı..





Vanilya.. Bu mis kokulu bitkinin siyah, daldan uzanan bir sap gibi göründüğünü tahmin eder miydiniz? Kokladıktan sonra emin oluyorsunuz bu bitkinin vanilya oldugundan. Harika birsey bu, insanın içini kıpır kıpır yapan bir koku.



Zencefil, artık ülkemizde de iyi tanınmaya başladı. Kurabiyesinden çayına, yemeğinden tatlısına kadar birçok şekilde kullandığımız zencefilin bitkisinin cılız bir daldan ibaret olduğunu bilmiyordum. Zencefil bir kök bitki ve Zanzibarlılara göre üremesi cok ama cok kolay. Bizim icin boyle degil sanırım durum, marketlerdeki taze zencefil fiyatlarına bakınca..




Starfruit- Yıldız meyvesi, bizde tropik meyve reyonlarında yuksek fiyatlara satılan, sonra da yerken limon gibi tadına bu fiyatı verdiğimiz için hoşnutsuzluğumuzu bildirdiğimiz bir meyve. Dalda, benim alnımda durduğundan çok daha sevimli durduğu bir gerçek..


Kardamom bizim mutfağımızda çok kullanılan bir baharat değildir ama hint mutfağında çok kullanılır. Kokusu güçlü, aromatiktir. Orta doğu yemeklerinde, tatlılarında, çay ve kahvelerinde kullanılır. Bizim mutfağımızda da kardamom tohumlarını hoşafa koyup kaynatanlar duydum. Şifalı olduğu da söylenir bu baharatın. Bilenleriniz belki bitkisini de merak eder diyerek ekliyorum aşağıdaki fotoğrafları




Tarçınkabuğu kaynatıp kokusundan mest olmayanınız yoktur herhalde. Ya da bembeyaz ve buz gibi bir sütlaçın tarçınla birleşerek aldığı kokuyla kendinen geçeniniz. Ben tarçına bayılırım ama ağacıyla tanışana kadar bu kadar neden sevdiğimi anlamazdım bu baharatı. Ne güzel bir ağaçmış tarçın ağacı. Yapraklarını elinizle ovaladığınızda harika bir baharat kokusu çıkıyor, tıpkı defne ile karabiberin bir harmanıymış gibi. Sonra kabugunu çakınızla kazıyorsunuz o güzelim tarçın kokusu çıkıyor ortaya. Kabukları kuruttuğunuzda o kıvrık halini alıyor ve ağaç kabuğunu birkaç ay içinde onarabiliyor. Son olarak bu kutsal ağacın köklerini kazıyorsunuz ve yonttuğunuzda tam bir ökaliptus kokusu çıkıyor ortaya. Kaynatıp solunum yollarınızı açabiliyorsunuz. Keşke heryerde yetişseydi tarçın..



Aloe vera'nın resmini de aşağıya yerleştirdim ama doğrusu hakkında çokbirşey bilmiyorum bu bitkinin. Kozmetik ürünlerimde ve bazı ilaçlarda kullanıldığını biliyorum gerçi ama tam neye yarar bir fikrim yok.

Kasava diye tuhaf bir kök bitkiyle tanıştım Tanzanya'da. Sadece Zanzibar'da degil Tanzanya'nın her tarafında çok meşhur, sebze diyebileceğim bir kök bitki. Aşağıda neye benzediğini görebilirsiniz. Kök kazılıp kasava çıkartılıyor, patates gibi ancak şekil olarak irice bir uzun turpu andıran bu bitkinin kabukları kalın kalın soyulduğunda bembeyaz bir sebze çıkıyor ortaya. Yer elmasının sütlüce bir tadı olanını düşünün, işte böyle kasavanın tadı. Tanzanyada bu bitki bizim salatalık, havuç, yer elması yediğimiz gibi kıtır kıtır çiğ olarak yeniyor ya da yemeği yapılıyormuş. Ben tadını çok sevdim, yemeğini yemedim tabi.





Papaya Türkiyede de son zamanlarda çok bulunur oldu. Turuncu, kavun tarzında ama kavundan biraz daha tatsız, biraz da kavundan küçük bir meyve papaya. Kestiğinizde ortasından sert, küçük, siyah çekirdekler çıkıyor. Ben çok severim bu görüntüyü. Tıpkı yukarıda bahsettiğim jackfruit gibi bu büyük meyve de ağaçta yetişiyor.. hatta palmiye tarzı çok yüksek ağaçlarda..






Karanfil konusu Zanzibar için büyük. Zanzibarlılar uzun yıllar dünyanın en büyük karanfil üreticisi olmuşlar. Karanfil bahçeleri uçsuz bucaksız, karanfil ayıklayan kadınlar her ağacın dibinde. Karanfil dallarını önlerine yığıyor ve birer birer koparıyorlar karanfil tanelerini dallardan. Sonra da güneşin altına serip kurutuyorlar.


ğ


Mango ağacını bu gezi öncesinde sorsalar palmiye tarzında bir ağaç olduğunu söylerdim ama hiç öyle değilmiş. Aşağıdaki ağaç bir mango ağacı, neredeyse akdeniz meyve bahçelerindeki ağaçlara benziyor..

Tayland mutfağını bilenler, lemongrass denen mis kokulu ağaçsı bitkiyi de iyi bilirler. Özellikle tayland mutfağının çorbalarında ya da curry tipli yemeklerinde hafif ekşimsi aromatik bir tadı vardır bu bitkinin. hatta çorbanın içinde bırakılırsa kazara ağzınıza atıp ağaç çiğniyormuş gibi hissettiğiniz bir bitki olabilir lemongrass. Aşağıda bu bitkinin resimlerini post ediyorum.




Ananas hepimizin çok sevdiği, sulu, tatlı, lifli harika bir meyvedir. Ananasın bitkisini gördüğümde şaşırdığımı söyleyebilirim. Resimde gördüğünüz şekilde her bir bitkinin üstünde bir adet ananas yetişiyormuş. Tarlasını düşündüm de çok tuhaf görünüyordur herhalde. Kocaman kocaman ananaslar, herbiri bodur ağaçlarda, büyükçe bir çiçek gibi, her bitkinin üstünde bir meyve :) Ama çok güzel bence


Son olarak sizlerle, yerlilerin hindistan cevizi toplamak için o upuzun palmiyelere nasıl tırmandığını görebileceğiniz videoları paylaşıyorum aşağıda. Benzetmek ne kadar doğru bilmiyorum ama abartısız maymunlar kadar rahat tırmanıyorlar ağaçlara. Çok eğlenceli onları izlemek. Birkaç kuruş bahşiş te verdiğiniz zaman sizin için hindistan cevizlerini koparıp pipetle suyunu ikram ediyorlar.. Harika insanlar aslında, tüm tatilimiz boyunca sürekli güleryüzlü insanlarla karşılaştık Tanzanya'da. Burası tekrar tatil yapmak isteyeceğim kadar renkli bir ülke, herkese tavsiye ederim.