14 Şubat 2010 Pazar

Bergen Balık Pazarı - Fisketorget i Bergen

Kuzeyin incisi Norveç'te ziyaret etmeden edemeyeceginiz bir şehir var: Bergen. Bergen Norveç'in Oslo'dan sonraki en büyük şehri. Buraya geldiğinizde yağmur yağıyorsa hiç üzülmeyin çünkü yağma olasılıgı yağmama olasılığının çok üstünde. 2006 yılında burada 85 gün yağmur hergün aralıksız yağmış. Yılın üçte ikisi yağmurlu geçiyor. Kısacası şemsiyeyle yaşamayı öğrenmeniz gereken bir şehir. Yağmurun böylesi durmadan yağdığı her mekan gibi Bergen de cennet gibi yeşil, dağlar arasında, tepelerinde bulutların bir inip bir kalktığı, puslu, büyülü bir mekan.



Norveç balık ve balık ürünleri konusunda sonsuz bir hazineye, bu hazineyle gelen de bir deneyime sahip. Hepimizin artık günlük hayatına giren somon balığının ana vatanı burası. Somon dışında her türlü balığın her çeşitte ürüne dönüştürülüp tüketildiği bir ülke. Kurutulmuş, dumanlanmış, konserve, tuzlanmış, haşlanmış, çiğ ve daha türlü şekillerde tüketiyor Norveçliler balığı. Balığın yanında yenilen garnitürler de soğuk ülkeler için bir klasik olan yağlı, mayonezli, karbonhidratlı; patates ve benzeri malzemeler.

Bergen'de de Norveç'in köklü balık kültürünü yakından izleyebileceğiniz, tadını çıkarabileceğiniz bir pazar var: Bergen Balık Pazarı, yani Fisketorget i Bergen. Norveç'te fiske balık temek. Bir markete girdiğinizde üzerinde fiske yazan yüzlerce çeşit ürün buluyorsunuz ve hayretler içinde kalıyorsunuz. Bir balıktan bu kadar çeşit ürün nasıl üretilir diye :) Bergen balık pazarında balık dışında çiçekler, meyveler, sebzeler, hediyelik eşyalar da bulabilirsiniz ama garanti ederim ki balık ve deniz ürünleri standları en ilginç bulacağınız kısım.




Bergen balık pazarında neler var neler.. Kabuklu deniz hayvanlarının her çeşidi: Yengeçler haşlanmış ve folyolanmış, oracıkta alıp hemen afiyetle yiyebiliyorsunuz. Balık konserveleri ve havyarların her çeşidi bulunuyor burada rengarenk ambalajlarda. Turistlerin uğrak yeri olduğunu biliyor yerel halk, herşey turistlere yönelik paketlenmiş, uzun yola götürmeye uygun. Somonlar yeni denizden çıkmış tazelikte, bizdeki mezgit benzeri eti bembeyaz balıklar dolu tezgahlarda. Benim en ilgimi çeken ürünlerden biri de balina eti oldu burada. Daha önce hiç bu kadar koyu renkte bir balık eti görmemiştim. Adeta ciğer renginde ve nuar yoğunluğunda bir et balina eti. Norveçte balina avı hala yoğun olarak sürüyormuş. Balina etini tıpkı kasaptaki gibi çiğ alabileceğiniz gibi dumanda pişmiş (füme) olarak ta alabiliyorsunuz. Balık seven biriyseniz bu pazardan aç çıkmanız mümkün değil. Herşey taze, herşey ağzınızı sulandıracak kadar canlı.






Kurumuş balık (stockfish) bizim kültürümüzde hiç olmayan bir kavram. Norveçte balığın her mevsim çok bulunması sorun değil tabi ama kurumuş balık ayrı bir lezzet. Norveçteki tüketim bir yana, kurumuş balık Norveç'in uzun yıllardır en fazla ihraç ettiği ürün. (petrolu saymazsak tabi) Kurumuş balık İspanya, İtalya, Portekiz gibi akdeniz mutfaklarında ya da karayip mutfaklarında aranan bir lezzet. Birçok akdeniz mutfağında kuru balık veya bundan yapılan yemekleri 'stoccafisso' ya da 'baccala' kelimeleriyle tanıyabilirsiniz ve sadece lezzetçi restoranlarda karşınıza çıkacaktır. En çok morina balığı ya da mezgit gibi beyaz balıklardan yapılıyor kurumuş balık. Balık yakalandıktan hemen sonra ya bütün olarak ya da ortadan tam ikiye bölünerek kurutma işlemine hazırlanıyor. Kuruma şubat-mayıs ayları sırasında, kuru ve serin havada en iyi gerçekleşiyor. Sıfırın çok az üstünde bir derece bu işlem için bakterilerin ürememesi adına önemli. Norveçte Lofoten diye bir şehirde kurutulan balık, dünyanın en iyisi diye biliniyor, sebebi de buradaki havanın en ideal koşullarda olması. 3 ay boyunca açık havada kuruması biten balıklar daha sonra 2-3 ay kadar içeride, kuru ve havalı bir ortamda daha dinlendiriliyor. Kuru balığın asıl güzel olan yönü şu ki taze balık kadar besin değeri var, hiçbir sey kaybetmiyor.



Bende çok etki bıraktı Norveç'teki balık kültürü ve bunu her detayıyla görebildiğim Bergen balık pazarı. Yolu düşen herkesin burada zaman geçirebilmesini dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder