17 Ağustos 2010 Salı

Umar's Fisch am Naschmarkt - Viyana'da Nefis Balık

Orta Avrupa ülkelerinde gezen ya da yaşayanlar bilir, bu ülkelerde balık yenmez. Balıkları ya soslu birşeyler yapıp rezil ederler ya da zaten sundukları balığın lezzeti zaten birşeye benzemediği için sosla olayı örtpas etmeye çalışmışlardır. (Ben daha hangi seçenek doğru çözebilmiş değilim) Menüyü alıp ta adam gibi bir balık yemek istiyorsanız belki de tek şansınız Norveç'ten gelmiş, her yerde bulunan ızgara somon yemektir. Almanya'da, Viyana'da, Çek, Slovakia, Macaristan, Polonya hep böyledir. Üzer beni bu gerçek. Bu insanların da bizler gibi tazecik balıkları götürmeye haklarının olduğunu, ızgarada cızırdayan bir çipuranın zerafetinden yoksun oldukları için talihsiz olduklarını düşünürüm.
Ne var ki bu yazımda sizlere Viyana'da yukarıda bahsettiğim inanışı yıkıp tam tersine böyle balık Türkiye'de bile nadir bulunur diyeceğim bir restorandan bahsedeceğim. Hem de fiyatları İstanbul'da boğazda yiyeceğiniz bir balığın çok altında. Naschmarkt'a Nordsee tarafından girdiğinizde (Bu arad Naschmarkt konusundaki yazıma bakarsanız adres detayını da bulabilirsiniz) hemen karşınıza, sol tarafta çıkan restoran Umar's Fisch olacaktır. Naschmarkt içinde hem balık dükkanı hem de restoranı olan bu restoranın sahipleri (nedense hiç şaşırmadım) iki türk kardeş: Erkan Umar ve Gökhan Umar... Bakmayın böyle yazdığıma, ben de olayı internet sitelerinden öğrendim (http://www.umarfisch.at/), umarım tanışmak ta kısmet olur bu iki güler yüzlü şirin insanla. Eee Avusturyalılara balık nasıl olur göstermiş adamlar. Taktir etmek lazım şüphesiz.









Umar's Fisch, 1996'da balık satışı yapan bir dükkan olarak bir aile şirketi olarak kurulmuş. Burada satılan balıklar, Umar kardeşler tarafından Fransa, Hollanda, Italya, Yunanistan, Dubai, Umman ve Hindistan'dan getiriliyormuş. Doğrusu merak içindeyim .. bu listede gerçekten Türkiye yok mu yoksa Türkiyeden gelen balıklar talep görmediği için web sitelerinde bahsetmediler mi acaba..Ticari başarı bazen böyle fedakarlıklar gerektirebiliyor, malum Avrupa'nın en popüler ülkesi değiliz :( Restoranı da 2004 yılında açmışlar ki bence çok akıllıca bir iş olmuş. Eminim ticari başarısı büyüktür ama benim için herşeyden önce çok güzel bir hizmet olmuş :)

Bu hafta Viyana'ya iş için geldim ve pazartesi gecesi İrlandalı bir arkadaşımla yemek yemek için Naschmarkt'ta buluştuk. Malesef Umar's Fisch'te hiç boş yer bulamadık. Salı gecesi tek başıma bir yemek yedim ama şanslıydım, yerim hazırdı bu sefer. Harika bir ton balığı carpaccio üstüne tavada pişmiş bir dil balığı yedim. Carpaccio çok kaliteli bir zeytinyağı ile servis edilmişti ve göz doldurucu bir porsiyondu. Dil balığım ise beni tıka basa doyurmaya yetti. Üstüne de ev yapımı bir tiramisu yedim ki, masadan kalktığımda o kadar yemeği nereme sığdırdığımı merak ediyordum. Öylesine lezzetli ve hafifti ki herşey, nasıl yediğimi bile unuttum. Yanında da buz gibi bir Avusturya Pinot Grigio yudumladım ki degmeyin keyfime.. Stresli bir gün sonrasında böylesi güzel bir yemek nasıl moralimi düzeltiyor anlatamam.

Umar's Fisch çok çeşitli balıklar, ızgara ahtapot, karides gibi çeşitler sunuyor. Deniz ürünlerini seviyor ve akdeniz usulü pişirilmesinden hoşlanıyoranız burası çok doğru bir adres. Umar kardeşler bence bir konuda daha doğru bir karar almışlar ve kullandıkları marine soslarını ve servis usullerini tamamen Türk/akdeniz usulünden çıkarıp bir miktar Avusturya, bir miktar da İtalyan/İspanya sentezi katmışlar olaya. Sarımsak lezzeti ve zeytinyağı kullanımı İtalya İspanya tadını, balığın yanında servis edilen çeşitli patates opsiyonları Avusturya tadını katmış servise. Böylece çok daha popüler olduklarından eminim. Şapka çıkarıyor ve taktir ediyorum ne diyim.. Bu gece tüm yediklerime 50 EUR hesap verdim ki bence kalite ve aldığım keyif için çok ideal bir ücret. Sizlere de burayı tavsiye ediyorum dostlar. Afiyet olsun.

Naschmarkt - Viyana'daki Lezzet Durağınız

Çarşı pazar lafı açıldığında biz bayanlar yerimizde duramayız bilirsiniz. Ama bence öyle çarşı pazarlar var ki siz sayın beylerin de buraya adım attığında kanınız kaynar, cıvıl cıvıl ortamın, etraftaki tazecik lezzetli yiyecek ve içeceklerin, samimi tezgahtarların ve keyifle oturup şarabınızı yudumlarken etrafı seyredebileceğiniz bar sandalyelerinin üzerinizdeki etkisini inkar edemezsiniz. Naschmarkt böyle bir yer işte. Viyana'ya geldiğinizde asla uğramadan geçmemeniz gereken bir mekan.




Naschmarkt, Avusturya'da bulabileceğiniz tüm egzotik kültürlerin lezzet anlayışlarının Avusturya kültürüyle harmanlanmış olduğu bir mekan. Wienzeile üzerinde, Wien nehri boyunca kurulmuş bir pazar burası. Tarihine baktığımızda, binaltıyüzlü yıllardan beri burada bir pazarın kurulageldiğini okuyoruz. O zamanlar sadece süt ürünlerinin satıldığı bir pazarken şimdilerde her türlü sebze, meyve, ekmek, baharat, kuruyemiş, çiçek, balık, et ve daha ne isterseniz bulabileceğiniz şirin mi şirin bir yer haline gelmiş. Yaklaşık bir buçuk kilometre uzunluğunda bir pazar, tamamı tek bir koridordan ibaret. Bizlerin türk pazarlarından alışık olduğumuz labirent gibi yollar yok burada. Aynı koridordan giriyor, sağlı sollu dükkanlardan alışverişinizi yapıyor, bu dükkanların taze mamullerinin sunulduğu restoranlarda atıştırıyor sonra yine aynı koridordan geri dönüyorsunuz.


Bundan birkaç yıl önce Bratislava'da birkaç ay çalışmıştım. Bratislava Viyana'ya sadece bir saat mesafede ve her hafta sonu Viyana'ya gelir, şüphesiz Naschmarkt'a da uğrardık. O dönemde İbtissam isimli harika bir arkadaşım vardı, Faslı. Faslı deyince aklımıza ne gelir hepimiz biliriz ama bu kız afitap gibi hoş, Türkan Şoray'ın küçülmüş hali gibi bir hatundu. Şimdi bir Fransızla evlendi ve Paris'te yaşıyor ama konumuz bu değil:) Konu şu ki İbtissam'la ben Naschmarkt'ın hafta sonu müdavimleri olmuştuk. Onun Faslı tezgah sahipleriyle benimse Türk tezgah sahipleriyle kurduğumuz diyalog görmeye değerdi. Oturup ince belli bardakta demli çaylarımızı yudumlarken çevremizdekilerle laflar, Türkiye'den taze çipura, levrek getirmekle iftahar eden Türk tezgahtarlarla ahbap olurduk. Sonraları Viyana'ya daha az gelmeye başladım haliyle ve iş yemekleri için çok ideal olmayan Naschmarkt'a da yolum daha az düşer oldu. Ancak iki hafta önce bir Avusturyalı olan patronumun iki çocuğu ve yine üç çocuğu olan bir başka arkadaşı ve eşiyle birlikte bir Vietnam imbiss (fastfood) restoranında yediğimiz yemekle anılarım canlandı ve yazmaya karar verdim Naschmarkt'ı sizlere. Patronum da öyle seviyor ki burayı, tüm egzotik havasıyla burada olmaktan duyduğu keyfi birkaç defa dile getirdi.. (Bu arada patronumun eşi yunanlı ve kayınvalidesi eskiden İstanbul'da yaşamış, robert kolej mezunu bir yunanlı hanımefendisi.. Naschmarkt'a gelip türk tezgahtarlarla türkçe konuşmayı da çok seviyormuş duyduğuma göre)






Naschmarkt yukarıda da bahsettiğim gibi sadece bir pazar ve alışveriş mekanı olmakla kalmıyor, aynı zamanda da birçok restoran çeşitliliği sunuyor. Eğer samimi ve lezzetli bir akşam ya da öğlen yemeği yemek istiyorsanız, kalabalık ve gürültü sizi korkutmuyorsa, elegant restoranlar, kumaş peçeteler, mum ışığı aramıyorsanız, kolay ve fakat çok lezzetli birşeyler yemek istiyorsanız kesinlikle Naschmarkt'ı denemelisiniz. Burada rezervasyona gerek yok, gelip birkaç turladıktan sonra kararınızı verip sevdiğiniz bir yere girersiniz. Yazın gelmenin avantajı, yol üstüne atılmış masalarda oturan insanların tabaklarına bakıp gözünüze kestirebilmek. Akşam saatleri Naschmarkt'ta alışveriş saati bitiyor ve restoran saati açılıyor. İşte günün en keyifli anı. Üstelik te takım elbiseli, iş çıkışı burada birkaç kadeh şarapla atıştırmaya gelen insanlarla Viyana'yı gezmekte olan şortlu sandaletli insan grubunun karışımını görmek te ayrı bir zevk.



Naschmarkt çok eğlenceli. Sakın Viyana'ya gelip te buraya uğramadan yapmayın.. hatta gelir de canınız balık çekerse size tavsiyem Umar's Fisch.. Harika balık yapıyorlar. Afiyetler olsun.